‘Vatandaşlarımıza Kan Bağışlayın’ Çağrısı
Kızılay’daki güvensizlik ortamı nedeniyle kan bağışlarının azalması hastaneleri ve hastaları tedirgin ederken, kan bağışı için arka arkaya davetler gelmeye başladı.
Kızılay Kan Stoklarının Yer Seviyesine Düşmesi Konusu Ciddiyetini Sürdürüyor
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Şanlı Ayhan, kan konusunu her türlü polemik dışında tutarak, açıklamalarda bulunarak vatandaşları kan bağışına davet etti. Kızılay kan stoklarının minimum seviyeye inmesi konusu ciddiyetini koruyor. Sağlık alanında hizmet veren dernek ve odalardan her gün Kızılay’ın mevcut durumu ve kan stoklarındaki azalmanın boyutuna ilişkin açıklamalar yapılıyor. Geçmişte Kızılay’da görev almış yöneticiler kurumun bugününe ve geçmişine de değer verirler. Kızılay kan stoklarının minimum seviyenin altına düşmesi, kan satış tezleri ve kurum dışında kan bağışı toplanamaması sorunlarında Kızılay Kan Merkezinde laboratuvar sorumlusu olarak görev aldı. Kızılay. Aziz Ayhan, kan konusunu her türlü polemikten uzak tutarak, açıklamalarda bulunarak vatandaşları kan bağışına davet etti.
Hiç Böyle Korkunç Bir Sürece Şahit Olmadık
Bir gün televizyona konuşan Ayhan, Kızılay’da ramazan ayında kan bağışlarında düşüş yaşandığını ancak bu yılki kadar vahim bir sürece hiç tanık olmadıklarını kaydetti. Yaklaşık 30 yıldır Kızılay hizmet bölgesinde misyonerlik yaptığını söyleyen Ayhan, Kızılay’ın Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu unsurlarından sapmasına, bağımsızlığını kaybetmesine, ticarileşmesine ve ticarileşmesine dikkat çekti. siyasi bir kanala girişin mevcut krizde etkisi oldu: Hassasiyetlerin kamuoyunda açıkça görülmesinin de etkisi var. Bu nedenle insanların kan bağışından uzaklaştıkları bir gerçektir.
Düzenli kan transfüzyonu alması gerekenler risk altında!
Yüce Ayhan, kan stoklarının normalin altına düşmesi ile planlanan ameliyatların ertelenmesi konusunun da önemli olduğunu ancak düzenli kan transfüzyonu ihtiyacı olan hastalar cephesinde önemli bir konunun daha yaşandığına dikkat çekti. Ayhan, “Örneğin Akdeniz anemisi olan çocuklar, orak hücreli anemisi olanlar, kemoterapi ve kanser tedavisi gören hastalar klasik acil durum tanımına girmiyor ama ertelenmiyor. Bu tür hastaların ihtiyaçlarını görememek ameliyatları ertelemekten daha büyük bir sorundur” dedi.
Kan Satışı Algısı Yaratmak Yanlış!
Kızılay’ın bu dönemde kan sattığı iddiasıyla ilgili bilgi veren Aziz Ayhan, şunları söyledi: Kızılay’da hastadan kan alındıktan sonra fraksiyonlara ayrılır; kırmızı kan hücreleri, plazma ve trombosit hücrelerine ayrılır. En az 3 başka bileşene ayrılır. Hepsinin kullanım süresi farklıdır. Plazma iki yıla kadar saklanır. Bugün küçümsediğimiz bileşenler kırmızı kan hücreleri ve trombositlerdir. Bu eserler Kızılay tarafından sağlık kuruluşlarına teslim edilmektedir. Ardından SGK’nın belirlediği bir fiyatla Kızılay’a bağlı sağlık kuruluşunun ortasında nakit durumu yaşanıyor. ama bu bir satış değil. Kanın bir bedeli var, yapılan tahlillerin, kullanılan torbanın bir bedeli var. Kızılay kan merkezi hizmetlerinde özveriyle çalışan bir gruba sahiptir. sadık kan elde etmeye çalışıyorlar. Kızılay’ın bir torba kandan kâr ettiği spekülasyondur, bazı örgütler bunu istismar edebilir, bu başka bir şey.”
Plazma Endüstrisi
Ayhan, Kızılay’a yapılan bağışlarda kamuoyunda pek bilinmeyen bir iddiaya daha dikkat çekiyor. Kızılay’a yapılan kan bağışlarında 3 bileşene ayrılan kanın ortasında bulunan plazma ile neler yapıldığına ilişkin açıklamalarda bulunan Büyük Ayhan, “SGK yokken Türk Kızılayı vardı. SSK döneminde toplum. Akabinde KANSAŞ isimli bir şirket kuruldu. Artan bu plazmadan Türkiye’de üretilen endüstriyel kan eserlerinin üretileceği bir fabrika kurulmalıydı. Zamanla projenin adı değişti. Kızılay’ın ortasında Maxicells adlı bir firma ile varılan anlaşma ile firma tarafından plazmaların toplanmasına başlandı. Bir fabrika kurulacaktı. Kızılay’ın Silivride’deki arazisi üzerinde. Türkiye’de böyle bir fabrika yok ve bugün gelinen noktada Kızılay’ın Silivri’de yeri kalmadı. Maxicells kan tahlillerini yurt dışından getiriyor. Bu konuda ilgili Bakanlık tarafından tek yetkili hale getirilmiştir. Ticari rekabet faaliyeti olarak başka bir firma bu işleri getiremez. Kalan plazmaların da yurt dışına gönderildiğini düşünüyoruz. Plazmadan elde edilen endüstriyel eserler pıhtılaşma bozukluğu olan hastalarda kullanılmaktadır. Kızılay’ın kendisi tamamen ticari bir faaliyet organizasyonuna dönüşmüştür. Ticarileştirildi ve tekelleştirildi. Bir hastanın bir günlük pıhtılaşma faktörü tedavisi bile çok önemli rakamlar” dedi.
Süreli Bölgesel Kan Merkezi Konusu
Zamanlı Bölge Kan Merkezi hakkında kamuoyuna bilgi veren Dr. Ayhan, “Bu merkezler makul sürelerde kan almaya yetkilidir. Kızılay dışında bir kamu kurumunun kendi yedek kan merkezleri olması gerekirdi ve bunlar 2007’de tasfiye edildi. Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerindeki bu tasfiyelerin daha pahalı hale getirilmesi gerekiyor çünkü maddeden sonra Sağlık Bakanlığı, sadık kan temini için ‘yedek bağışçı kabul edilmeyecek’ konusunu gündeme getirdi. 2007 yılında ‘Kan bağışçınızı getirin size kan vereyim’ diye bir genelge daha yayınlandı. Kızılay’daki arkadaşlarımız ‘Sağlık kuruluşlarına bağışçı getirin size kan bulalım’ deme noktasına geldiler. Gelinen nokta öngörülen nokta değil, o gün bu iradeyi getiren grubun adım atması gerekiyor.
‘Vatandaşlarımıza Kan Bağışlayın’ Çağrısı
Şanlı Ayhan, “Yönetim değişikliğiyle belki Kızılay’ın genel yapısını düzenlemek mümkün” diyerek, “Kamuoyunda Meclis’e karşı bir istifa beklentisi var ama bütün bu polemikler bir kenara bırakılsın. , kan sorunu bir tarafta kalmalıdır. Bu anlamda sorumluluk vatandaşa düşüyor. Yanlış algıları yanlış yerlere yönlendirmemek gerekiyor. Kan başka bir başlık altında ele alınmalıdır. Kan her zaman bir ihtiyaçtır. Depremin olduğu ilk gün kan bağışı konusunda herkes duyarlıydı ama sistematik kan bağışı değerli ve buna ihtiyacımız var. Sağlıklı bireylerin yılda bir ya da iki kez kan bağışı yapması gerekir. Vatandaşlarımız sosyal olaylarda refleks gösteriyor ama hiç tanımadığımız insanlar için kan bağışı yapmalıyız. Kan her zaman bir ihtiyaçtır, siyasi veya çeşitli tepkilerini kan konusundan uzaklaştırıp kan bağışına yönelmeye davet ediyorum.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)